Anılar ve anmak istediklerimiz…

Üzerine düşünülmemiş hikayeler vardır. Yaşanmış ama anlaşılmamış binlerce hikaye … Zamanın akışında kaybolanlar…

Buna nazaran bazı hikayelerse asla kaybolmaz. Hep sizinle gelirler. Süreli kafanızda dönüp dururlar . Ve en acıtan kelime ise “eğer/keşke…”dir . “Eğer böyle deseydim kırılmazdı, belki anlardı beni. Eğer şunu yapmış olsaydım . Vs…” bir sürü cümle aklımızın bir köşesinden dolanır durur. Herkesin vardır bir hikâyesi. unutamadığı…Ve benim aklımdan en çok “eğer tekrar karşılaşırsak…” cümlesi geçiyor buna takılıp kalıyorum “acaba ne derdin ne derdim…” . Düşünüp duruyorum tüm gün. İşin garip yani bir daha karşılaşmak ihtimalimiz denizin dibindeki yosunlar ile bir serçenin buluşması ihtimalinden farksız. Ne sen gelebilirsin ne ben . Ne senin benim hayatımda yerin var ne benim senin hayatında…

Işte böyle insan bazen bir şeyler hakkında durmadan düşünür. Ve düşünmeyi bırakamaz . Bunlar kaybolmayan anılardır. Sırtımızda bir yüktürler . Yüklerden kurtulmadan hayat yolunda koşmak çok daha zor olsa gerek.Anıların en kötü yanı : kötü anıların geç, iyi anıların erken unutulmasıdır . Oysa bunun tam tersini yapmaya çalışmak gerekir. Hayatımızın iyi yanlarını düşünerek, daha iyi anılar elde edebilmek için bir motivasyona sahip olabiliriz.

Hayat yaşadıklarımızın çok ötesinde, binlerce çeşit hikaye içeriyor. Hayatınız tek sonucu olan bir matematik işlemi değil. Altına dilediğiniz şeyi yazabileceğiniz koca bir başlık “Bu senin hayatın” .Sadece tek bir noktaya odaklamayın. Farklı etkenler altındayız bir çok ihtimal ve fırsat sizi bekliyor, onları fark etmenizi bekliyorlar. Fırsatları kaçırmayın. Belki çocuk masalları gerçek değilir ama güzel hayatlarımız olabilir. Bunun için gerekli motivasyonu iyi anılarımızdan elde etmeye çalışmalı, kötü anıları ardımızda bırakabilmeliyiz

Şükran Turan